top of page
REVIZE_LOGO.png

AVRUPA ZONGULDAKLILAR 
KÜLTÜR VE DAYANIŞMA
DERNEĞİ

MEMLEKETE
DAİR

MEMLEKET "ZONGULDAK"

Karaelmas'ın, kömürün karasının Yeşil ve Maviyle Buluştuğu Şehir: ZONGULDAK...

Anadolu'nun kuzeyinde, Karadeniz'in hırçın dalgalarının dövdüğü sarp yamaçlara kurulmuş bir şehir düşünün... Toprağının altı zenginlik, üstü ise zümrüt yeşili ormanlarla bezenmiş bir memleket. Burası, emeğin ve alın terinin başkenti, "Karaelmas" diyarı, bizim güzel Zonguldak'ımız. Avrupa'da yaşayan Zonguldaklılar olarak, kalbimizin bir parçasını bıraktığımız bu eşsiz şehri, birkaç satır ve fotoğrafla yeniden hatırlamaya ve tanıtmaya ne dersiniz?





Emeğin ve Karaelmas'ın Başkenti
Zonguldak denince akla ilk gelen, kuşkusuz maden ocakları ve kömürdür. Bu şehir, Türkiye'nin sanayi tarihine adını altın harflerle değil, kömür karasıyla yazdırmıştır. Yerin yüzlerce metre altından çıkarılan her bir parça kömür, sadece bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda babalarımızın, dedelerimizin ve binlerce madencinin emeğinin, fedakarlığının ve nesiller boyu süren bir hikayenin sembolüdür. Bugün Madencilik Müzesi ve Eğitim Ocağı, bu onurlu mirası ziyaretçilerine gururla sergilemektedir.

 

 

 


Karadeniz'in Yemyeşil Süsü
Zonguldak, sadece siyahtan ibaret değildir. Başınızı kaldırdığınızda sizi karşılayan, Karadeniz'in tüm cömertliğini sunan yemyeşil bir doğadır. Özellikle Devrek, Gökçebey ve Yenice'nin uçsuz bucaksız ormanları, doğa yürüyüşleri ve kamp için birer cennettir. Bölüklü Yaylası gibi yaylalarımızda temiz havayı içinize çektiğinizde, şehrin tüm yorgunluğunu unutursunuz. Harmankaya Şelaleleri'nin serin sularının sesi, ruhunuza işleyen en güzel melodidir.
,

 


Mavinin Her Tonuyla Bir Kıyı Şeridi
Karadeniz'in o kendine has mavisi, Zonguldak'ın sahil şeridini bir kolye gibi süsler. Ereğli'nin tarihi atmosferinden Filyos'un antik limanına, Kozlu'nun hareketli sahilinden Ilıksu ve Kapuz'un plajlarına kadar denizle iç içe bir yaşam sürer. Burada dalgaların sesi, en güzel ninni; iyot kokusu ise en kalıcı parfümdür. Özellikle gün batımında, Ereğli'deki Cehennemağzı Mağaraları'nın bulunduğu tepeden denizi izlemek, unutulmaz bir anıdır.

 

 


Tarihin ve Yerin Derinliklerinden Gelen Güzellikler
Bu topraklar, sadece sanayi tarihine değil, binlerce yıllık bir geçmişe de ev sahipliği yapar. Filyos'taki (Tieion) antik kent kalıntıları, Karadeniz'in en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Yerin üstündeki tarih kadar, altındaki doğal güzellikler de büyüleyicidir. Türkiye'nin turizme açılan en büyük mağaralarından biri olan Gökgöl Mağarası, sarkıtları, dikitleri ve yeraltı nehriyle adeta gizli bir yeryüzü cennetidir.

 


Sıcak İnsanları ve Eşsiz Kültürü
Zonguldak'ı Zonguldak yapan en önemli değer, şüphesiz onun mert, çalışkan ve samimi insanlarıdır. Madenin zorlu koşullarında şekillenen dayanışma kültürü, günlük hayatta içten bir gülümsemeye ve sıcak bir "hoş geldin"e dönüşür. Ereğli'nin meşhur pidesinin tadı, Devrek bastonunun ustalığı ve pumpum çorbası gibi yöresel lezzetler, bu kültürün en güzel yansımalarıdır.

 


Bizim Zonguldak'ımız
İster merkezinde, ister Ereğli'de, Devrek'te, Çaycuma'da veya Alaplı'da olsun... Zonguldak, hepimiz için sıla, hasret ve gururdur. Avrupa Zonguldaklılar Kültür ve Dayanışma Derneği olarak bizler, bu karaelmas diyarının kültürünü ve dayanışma ruhunu gurbette yaşatmak için bir aradayız. Memleketimiz, tüm güzellikleriyle kalbimizde ve çalışmalarımızla her zaman yanımızda.

TARİHİ, KÖMÜRÜN KARASIYLA YAZILAN ŞEHİR, ZONGULDAK...

Zongulldak... Adı, kömürle, alın teriyle, emek ve fedakârlıkla yoğrulmuş topraklar. Türkiye'nin enerji damarı, sanayisinin can suyu. Çok uzun yıllar boyunca, Anadolu'nun dört bir yanından gelen umutlu yüreklerin sığınağı, ekmek kapısı oldu. Binlerce insan, bu topraklara göç etti, "kara elmas"ın peşinde alın teri döktü, bu topraklarda yuva kurdu. Zonguldak, göç alan bir şehir olmanın ötesinde, birleşen hayatların, harmanlanan kültürlerin ve ortak bir geleceğin simgesiydi.

Ancak kaderin cilvesi, 1960'lı yıllarla birlikte bambaşka bir döneme girdi. İşgücü göçü anlaşmalarıyla birlikte Zonguldak, artık  göç alan değil, yurt dışına en çok göç veren şehirlerden biri haline geldi. O umutlu bakışlar, bu kez bambaşka diyarlara, gurbet ellere yöneldi. Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın çeşitli kentlerine yayılan yüz binlerce Zonguldaklı, yeni bir hayat kurmaya çalışırken, kalplerinin derinliklerinde hep memleketlerinin sıcaklığını taşıdı.

Gurbet ellerde geçen yarım asrı aşkın zamana rağmen, Zonguldaklılar anavatanlarına olan bağlarını asla koparmadılar. Yetişen genç kuşaklar dahi, memleketlerinin kendine özgü şivesini dillerinden düşürmedi. Kimliklerinin ayrılmaz bir parçası olan, plakalarında, hatıralarında, sohbetlerinde daima yer bulan "67" sayısı, Zonguldak'ın simgesi olarak her birinin hayatının vazgeçilmezi oldu. Bu, sadece bir şehir kodu değil, bir aidiyetin, bir mirasın, bir hasretin ve bir sevdanın koduydu.
 
Zonguldak: Tarihi Derinlikleri, Eşsiz Doğası ve Zengin Kültürüyle Bir Başka Dünya
 
Bugün Zonguldak, o zorlu günlerin ardından yeniden doğuşun eşiğinde. Özellikle son yıllarda yapılan dev yatırımlar ve geliştirilen projelerle yıldızı parlamaya başlayan Zonguldak ve temsil ettiği Batı Karadeniz bölgesi, geleceğe daha bir güvenle bakıyor.

Tarih: Zonguldak'ın tarihi, antik çağlara kadar uzanır. Bölge, Hititler'den Romalılara, Bizans'tan Osmanlı'ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Filyos Antik Kenti, geçmişin izlerini günümüze taşıyan önemli bir arkeolojik mirastır. Madencilik tarihi ise kömürün keşfiyle başlar ve Cumhuriyet dönemiyle birlikte zirveye ulaşır.

Turizm ve Doğa: Zonguldak, Karadeniz'in yeşili ile mavinin buluştuğu, el değmemiş doğal güzellikleriyle adeta bir cennet köşesidir. Kilimli'deki Gökgöl Mağarası, doğal oluşumlarıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir harikadır. Ereğli'deki Cehennemağzı Mağaraları, mitolojik hikayeleriyle ziyaretçilere farklı bir deneyim sunar. Sahil şeridi boyunca uzanan plajlar, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için idealdir. Yeşil vadileri, şelaleleri ve yaylalarıyla doğa turizmi için de büyük bir potansiyel taşır.

Coğrafya: Batı Karadeniz'in kıyısında yer alan Zonguldak, engebeli arazi yapısı ve sık ormanlarıyla tipik Karadeniz coğrafyasına sahiptir. Bu zorlu coğrafya, yüzyıllarca insanları birbirine bağlayan ve onlara farklı bir yaşam tarzı sunan bir kimlik kazandırmıştır.
Kültür ve Mutfak: Zonguldak'ın kültürü, madencilikle yoğrulmuş dayanışma ruhu, Karadeniz'in sıcakkanlılığı ve kendine özgü yöresel özellikleriyle harmanlanmıştır. Fındık, mısır ve deniz ürünleri mutfağın temelini oluşturur. Yöresel lezzetler arasında Mancarlı Pide, Malay, Ereğli Pidesi ve Devrek Bastonu gibi eşsiz tatlar bulunur. Halk oyunları ve yöresel kıyafetler de Zonguldak kültürünün canlılığını gösterir.

Her yıl yaz aylarında, gurbet ellerden yola çıkan yüz binlerce Zonguldaklı hemşehrimiz, memleket hasretini dindirmek, toprağına basmak, sevdiklerine kavuşmak için geri dönüyor. Bu dönüşler, sadece bir tatil değil, köklere dönüşün, aidiyetin tazelenmesinin ve Zonguldak ruhunun yeniden canlanmasının en güzel örneği. Bu dönemlerde en küçük köyleri bile dolup taşan Zonguldak, adeta bir şenlik havasına bürünür. Zonguldak, omuzlarında taşıdığı kömürün tozunu, alın terini ve gurbetin hasretini bugüne taşıyan, ancak her zaman umutla geleceğe bakanbir şehirdir. O, sadece bir coğrafya değil, bir duygu, bir yaşam biçimi, bir aşktır.

Zonguldak'ın bu eşsiz dokusunu keşfetmek için siz de bir gün bu şirin Karadeniz şehrini ziyaret etmek istemez misiniz?

bottom of page